Vajinismus asla çözümsüz değil

Vajinismus olarak adlandırılan ve evli çiftlerin kabusu olan bu hastalık, istemsiz ve kontrolsüz vajinal bölge kaslarının ilişkiyi engelleyecek şekilde kasılması olarak tanımlanmaktadır. Hangi evresinde olursa olsun yüzde yüz tedavi edilebilir bir hastalıktır.

​

Vajinismus sıkıntısını yaşayan çiftler çoğunlukla birbirini severek evlenmiştir fakat vajinismus bir kabus gibi evliliklerine çökmüştür. Zamanla ilişkisel problemlerin oluşması da kaçınılmaz olmuştur.

​

Çiftler bizlere çoğunlukla umutsuz, hayata küskün, karşılıklı suçlamaların yoğun olduğu boşanma eşiğinde gelirler. Hatta maalesef pek çok çift tedaviye başlamadan boşanma yoluna giderler. Asla kader olmayan bu durum, yüzde yüz çözümü olan bir hastalıktır.

​

Cinsellik olmadan evli çiftler yaşayamaz mı?

​

Evet, yaşayabilir zaten çoğu terapiye başvuran çiftimiz yıllardır evli olarak kalabilmiştir. Fakat bize geldiklerinde artık evlilik bir enkaza dönüştürülmüştür. Sevgi, aşk ve umutlarla başlanan o güzel yol nasıl oldu da buralara geldi?

 

Vajinismus aynı zamanda erteleme hastalığıdır. Bu sebeple çiftlerin çoğu bize geldiklerinde yıllardır evli olabilirler. Cinsellik olmadan yaşanan bu süreç; çiftlerin sigortasız bir evde yaşadıkları konfor ile evliliklerini yaşamalarına benzer.

Peki ne sıklıkta görülüyor bu vajinismus? 
Her on çiftten birinde görülen bu sorunun altında pek çok sebep bulunabiliyor: En önemlisi cinsel eğitimle seks eğitiminin karıştırılıp evlilik öncesi cinsel eğitimin yetersiz olması temel nedenlerdendir. Bu hastalığın nedeninin yaklaşık yüzde 90′ı bilinç yüzeyinde olan sebepler nedeniyle iken, %10′u bilinç dışı sebepler nedeniyledir. Bilinçaltı nedenlerle olan hastaların tedavisi daha hassas ve daha önemli olup tedaviye direnç geliştirme ihtimalleri daha yüksektir; ama bu çözümsüz demek değildir. Bu grupta terapi teknikleri ve yaklaşımların farklı olması gerekebilmektedir. Çoğunluk grupta ise terapi süreci çok hızlı ilerlemekte, kullanılan terapi tekniklerine göre 3-20 gün arası sürede sorun yüzde yüz çözüme kavuşmaktadır. Bu kadar kolay tedavi edilebilir bir hastalık çiftlerin hayatını kabusa çevirmemelidir. Farkındalığı artırıp bu çiftlerin ilişki dinamikleri bozulmadan terapiye gelmeleri sağlanmalıdır.